Pom Art & Design, Çerkes Karadağ’ın Sergisine Ev Sahipliği Yapıyor

Akademisyen kişiliği ve Türkiye fotoğraf sanatına katkılarıyla bilinen fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ’ın, birbirini tamamlayan yeni tuval resimleri ve fotoğraflarından oluşacak ardışık iki serginin ilk ayağı olan “SEKANSLAR” isimli resim sergisini Pom Art & Design Galeri’de 2 Kasım – 27 Kasım 2021 tarihleri arasında görebilirsiniz. 

Sekanslar sergisi, yaşam kültürümüze ait tüm değerleri erozyona uğratan çağımızın sorumsuz gidişatına yol açan kesimlere dönük çağdaş bir ağıtı dile getirirken, pasif durumda bulunan etkisiz, tepkisiz ve duyarsız izleyiciyi  yaşam ve çevre konusunda sorumlu bir birey olmaya davet ediyor. Yasemin Semercioğlu küratörlüğünde gerçekleşecek olan sergide, sanatseverin beğenisine sunulan resimler hayal dünyasını yitirme tehlikesi içindeki bireyi, hayallerini sil baştan ele almasını önererek, sunduğu resimsel imgelerle henüz çatısı kurulmayan hikayeler için birtakım doneler sunuyor.

Sanat yaşamı boyunca kariyerine edebiyat, senaryo, resim, fotoğraf ve fotoğraf kuramına ilişkin kitaplar sığdıran Çerkes Karadağ’ın bugün en fazla bilinen veya görünen cephesi fotoğraf sanatı ve sanat kuramıdır. Ancak uzun zamandır fotoğrafla birlikte tuval resimler de yapan Çerkes Karadağ’ın fotoğrafları sanat ortamında ne kadar görünür olmuşsa, bunun tersine resimleri de aynı oranda gözden uzak kalmıştır. Sanatçı resimlerini geri planda tutmuş, görülmesini tercih etmemiş, dahası izleyici ile paylaşmaktan özenle kaçınmıştır.

Sanat eğitimini Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nde Tamamlama Eğitimi ile sürdüren  Çerkes Karadağ’ın yeni özgün resimleri ile bununla örtüşen çağdaş sanat fotoğrafları, Yasemin Semercioğlu küratörlüğünde, peşi sıra açılacak iki sergiyle ilk defa Pom Art & Design Levent galeride izleyici karşısına çıkıyor.

SEKANSLAR adıyla açılacak ilk sergi tuval resimlerden, 30 Kasım 2021 tarihinde açılacak ikinci sergi ise tümüyle sanat fotoğraflarından oluşacakt. Karadağ, SEKANSLAR adlı sergisindeki tuval resimleri hakkında şu görüş ve ütopyasını dile getiriyor;


SEKANSLAR
Ya da Henüz Çatısı Kurulmamış Hikayeler İçin Doneler
Çerkes Karadağ

Sanat eserinin bir enformasyon aracı olduğunu ve sanatçıyla izleyici arasında kuralları belirlenmemiş bir iş birliği ve iletişim bağı oluşturduğunu söylemekte yarar vardır. Sanat geçmişten bu yana doğa ve yaşamı hem temel ve ölçü almış hem de alabildiğine yüceltmiştir. Ancak bu kadar geniş özveride bulunan sanatın günlük yaşamda ne kadar alan kapladığı tartışmalıdır ve sorgulanması gerekir. Çünkü kırsal alanlar kentleştikçe, kentler de büyüyüp oburlaşmaya başladıkça yaşam ile birlikte hayallerin daraldığını ve sanatın hangi dönüşümlere maruz kaldığını dile getirmek çok kolay olmasa gerek.

Sekanslar sergisinde sanatseverin beğenisine sunulan resimler bir bakıma hayal dünyasını yitirme tehlikesi içindeki bireyi yeni bir görme biçimine davet ederek, hayallerini sil baştan ele almasını öneriyor. Dolayısıyla Sekanslar’da bir manifesto ortaya koymak veya izleyicinin beğenisini yükseltmek yerine daha çok izleyici ile bir iş birliği arzusu öne çıkarılıyor.

Günümüzde yaşam ve içinde yaşadığımız doğa giderek bir kabusa dönüşmekte, buna karşın umut ve direnci canlı tutan sanatın rolü daha görünür hale gelmektedir. Ayrıca abartılı söylemlerle dile getirilen doğa ve doğal yaşam kültürümüz hakkındaki yapılan bunca demagojik söylemlere ve propagandalara rağmen doğamızın yok olmasının önüne geçilmemesi bir tezat ve handikap gibi görünüyor.

İşte bu nedenlerden dolayı Sekanslar sergisi yaşam ve doğa değerlerini kutsayan, yaşam kültürümüzün değerlerini erozyona uğratan ve çağımızın sorumsuz gidişatına yol açan kesimlere dönük çağdaş bir ağıtı dile getiriyor. Sekanslar pasif durumda bulunan etkisiz, tepkisiz, duyarsız ve hareketsiz izleyiciyi yaşam ve çevre konusunda sorumlu bir birey ve “bir taraf” olmaya davet ediyor. Gerçekten de toplumsal, kültürel ve sosyal alandaki gelişmelere dahil olmayan, katılmayan veya uzak duran bireyin aslında bir hiç olduğunu söylemek çok yanlış olmayacaktır.

Sekanslardaki resimler aynı zamanda yönlendirmeci ve propaganda amaçlı sanat eserleri karşısında “korunmasız durumda olan” veya “sanatçının dikte ettirdiği tema ve içerikler”e mecbur bırakılan izleyiciyi bu tutum ve anlayışa tepki duymaya davet ediyor. Hatta sanatçı Sekanslar’da hedeflenen, öne sürülen veya kurgulanan hiçbir “dikte ettirici fikir” ve eyleme de yer vermiyor.

Sekanslar sergisinde sanatçı sahip olduğu değerlerin yetersizliğini giderme arzusunda bulunan ve kendi ütopyasını gerçekleştirmeyi amaç edinen her kesimden izleyiciye yararlı ve gerekli resimsel imgeler, daha doğrusu izleyiciye henüz çatısı kurulmayan hikayeler için birtakım doneler sunuyor. İzleyiciyi kendi özgür tercihinin ışığında hayaller kurmaya ve yepyeni bir bakışla resimleri görmeye ve anlamlandırmaya teşvik ediyor. Çünkü Sekanslar’da kendi imgesel gerçekliğini ve öngörülerini gerçekleştirmek arzusunda olan bireye katkıda bulunan bir takım yaşam parçacıkları verilmiştir.

Bu tercih izleyicinin hayal dünyasında yeni bir düşünce alanın oluşmasına, kentler, vadiler veya bozkırlar yaratılmasına yol açan özgür bir ütopya bahşediyor. Dahası bakışın öte yanına çağrıda bulunarak izleyiciye düşsel bir öykü ve yaratıcı bir atmosfer şansı veriyor. Elbette hiçbir zaman bütünlüklü bir yaşama sahip değiliz. Dolayısıyla eksikliklerimizi gideren ve düşlerimizi renklendiren bir takım imge görüntülere gereksinim duyarız.

İşte Sekanslar sergisi sadece yaşam serüvenimizi bize anımsatan ve söylemlerimizi yüksek sesle duyuran bakışa bir dayanak sunmuyor, aynı zamanda yeni bir görüş için zihinsel bir atmosfer de inşa ediyor. Resimlerdeki sembolleri tuvallere yapışan imgeler olarak görmek yerine, tümüyle birer fikir örgüsü ve duyarlı bir karşı çıkış olarak ele almak gerekir. Çünkü Sekanslar karmaşık hayatın işlevsiz parçası haline getirilen bireyleri ve küçük dünyalarını öne çıkarmaktan ziyade, onların renklerle örülmüş öykülerin birer kahramanı olduğunu ifade etmeye çalışıyor.

Exit mobile version